top of page

Riski Yönetmek

Güncelleme tarihi: 17 Tem 2021

Yazıda risk yönetiminin neyi ifade ettiği tanımladım ve finansal riskleri yönetebilmemiz için uygulanması gereken adımlar derlenmiştir, keyifli okumalar.



Yatırımcıların finansal piyasalarda herhangi bir pozisyona girmeden önce kendilerine özgü bir risk yönetim stratejisi belirlemeleri gerekir. Ancak, yatırımcının hiç bir zaman riskten tam olarak kaçınamayacağını da bilmesi gerekir.


Riski yönetmek genelde idare ile ilgili gibi gözükse de bu yeterli değildir. Aslında, karşılaşabileceğimiz risklere bağlı kalarak stratejik düşünebilmeyi de kapsar. Düşüncenin temelinde ise kazanç kayıp oranını belirlemek yatar.


Bu yazıda öncelikle risk yönetiminin ne olduğundan bahsedilmiş ve sonrasında finansal riskleri yönetebilmeniz için uygulanması gereken adımlar açıklanmıştır.




Risk Yönetimi Nedir?


Aslında her canlı karşılaştığı olaylar nedeniyle yaşamı boyunca riskleri yönetme çabası içerisinde. Bunu, bir araba kullanırken trafiğe karşı, bir bıçağı kullanırken elimizin kesilebilme ihtimaline karşı ya da bir eleştiri yazısı yayınlarken karşı tarafın dava açma riskine karşı. Benzer türden olaylar dizisini istediğimiz kadar üretebiliriz çünkü devinimin olduğu her yerde bir sorunla karşılaşabiliriz. Ancak bizler, karşılaştığımız her türden olaya çözüm odaklı baktığımızda ilerleme kaydedebiliriz.


Her ne şekilde olursa olsun gerçekte risk yönetimi, varlıklarımızın finansal piyasalar içerisinde barındırdığı risklerin tanımlanması ve oluşabilecek tüm risklere karşı hazırlıklı davranarak sürecin yürütülmesidir. Temel olarak ise gerçekleşebilecek risklerin saptanması ve gerçekleştiği anda risklere karşı bizi eyleme geçmemizi sağlayacak hesapların önceden yapılmasıdır.


Hepimiz günlük yaşamımızda bir çok riski bilinçsizce yönetiyoruz. Bu bilinçsizlikle birlikte finansal piyasalarda yaşamak ise tamamen imkansız. Çünkü piyasalar önceden kestirmekte zorlanacağımız ve dahi asla kestiremeyeceğimiz risklerle doludur. Bu bağlamda, söz konusu finansal piyasalar olduğunda risklerin bilinçli bir şekilde yönetilmesi gerektiği elzemdir.


Ekonomide risk yönetimi, işletmelerin doğasında var olan risklerin idare edilme biçimlerini kapsar. Yatırımcılar için bu kapsam, tüm menkul ve gayrimenkul varlık sınıflarının yönetilmesi biçimindedir.


Piyasalar çeşitli finansal riskleri beraberinde getirir. Bu nedenle oluşabilecek riskli durumları yönetebilmek adına konu ile alakalı genel bir bakış açısına sahip olmalıyız. Ayrıca bu süreçte risklerden kaçınabilmek adına stratejiler oluşturarak kendimize belirli bir yol haritası çizmeliyiz.




I. Finansal Risk Yönetimine Genel Bakış


Bir yatırımcının piyasadaki başarısızlığına pek çok şey neden olabilir. Pozisyon almadan önce uygulamayı düşündüğümüz strarejiden bir anda vazgeçerek duygusal davranmaya başlayabiliriz ve yaratılan panik havası ile zararda satış gerçekleştirebiliriz. Ya da türev ürünlerde aldığımız pozisyonun tersi yönde hareketlerin oluşması nedeniyle portföyde haddinden fazla zarar görebilir ve teminat tamamlama çağrısına maruz kalabiliriz. Pek çok yatırımcı hergün benzer durumlarla karşı karşıya kalmaktadır ve genelde sonuç hüsrandır.


Piyasalara karşı duygularımızı bastırmakta zorluk çekişimiz, biz yatırımcıların planlarını suya düşürür ve uygulanacak stratejilerin hedefe ulaşamadan başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olur. Söz konusu durum genellikle, kısa (short) pozisyona giren ayı psikolojisine sahip yatırımcıların çoğunlukta olmaya başlamasıyla birlikte piyasada oluşan satış yönlü trendin başlamasına rağmen alınan ilk karara çapalama ile fark edilebilir. Bu durum kalan son boğa psikolojisine sahip yatırımcınında yönünü değiştirme kararı almasına kadar devam edebilir ve oluşan zarar en kötü noktaya kadar gelmiştir.


Finansal piyasalarda başarılı olabilmemiz için kendi yatırım profilimize uygun bir stratejiye sahip olmalıyız. Maliyet ortalama, zarar durdurma (stop-loss) veya kâr alma yöntemlerini uygulamak bunlardan birkaçı. Güçlü bir strateji kurmak istediğimizde, içerisinde, etkilere karşı tepkiler senaryosu bulunmalı ki bu sayede karşılaşılabilecek türlü olaylara hazırlıklı olabilelim. Hatırlatmakta fayda var; riskler yerine ve zamanına göre değişkenlik gösterir. Bu nedenle de stratejilerimizi sürekli olarak güncel tutmamız gerekir.


En önemlisi, belki de finansal risklerin farklılıklarını iyi ayırt edebilme kabiliyetine sahip olmamızdır. Bu, yaşanan olaylar karşısında oluşan riskleri doğru konumlandırabilmemizi sağlar. Karşılaşabileceğimiz riskleri "Finansal Açıdan Risk'i Tanımak" adlı yazı da detaylıca yazmıştım ancak konunun anlaşılabilmesi için özet bir şekilde karşılaşılacak risklere karşı neler yapılabileceğimizi belirtmekte fayda var.


  • Piyasa riski: Gerçekleştirdiğimiz her işlem için zararı kes emri verebiliriz. Bu sayede pozisyonlarımız otomatik olarak kapanacak ve göze aldığımızın üzerinde kayıplarla karşılaşma olasılığımız en az düzeyde gerçekleşecektir.

  • Kredi riski: Borçlu ve alacaklının birbirine güvenebileceği organize bir piyasada işlemlerin gerçekleştirilmesi kredi riskini en aza indirecektir.

  • Likidite riski: Yüksek hacimli alım satım işlemlerine sahip piyasalarda bulunularak likidite riskinden kaçınabiliriz. Yüksek değerlere sahip varlıklar çoğu zaman likit durumdadır. Bu nedenle arz ve talebin güçlü olduğu finansal varlıklar üzerinde işlem yapmak her zaman daha güvenli olmuştur.

  • Operasyonel risk: Yatırımcılar portföylerini çeşitlendirme yoluna giderek tek bir şirketin veya varlığın barındırdığı risklerden kaçınabilirler. Aynı zamanda, risklerden en iyi şekilde korunmak için durumu güçlü olan şirketlerin araştırmaları yapılarak bulunması gerekir.

  • Sistemik risk: Bu riski de portföy çeşitlendirmesi yaparak sınırlandırabiliriz. Farklı sektörlere ait şirketlerden ya da farklı sınıflarından varlıkları seçerek portöyümüzü şekillendirmemiz gerekir. Burada, birbiri ile düşük korelasyona (ilişki) sahip varlıkların seçilmesine özen gösterilmelidir.




II. Risk Yönetimi İçin Yol Haritası


Süreci beş adımda yönetebiliriz: hedef belirleme, riskleri tanımlama, etkileri değerlendirme, tepkileri hazırlama ve iz sürme.


1. Kâr Hedefinin Belirlenmesi


Herhangi bir varlıkla ilgili bir pozisyona girmeden önce kazançlı hedef fiyatımızı belirlememiz gerekir. Bununla birlikte hedeflediğimiz fiyat için göze aldığımız kayıp risk fiyatını da belirlemeliyiz. Bu, hedefimize ulaşabilmemiz için sahip olduğumuz risk toleransını, yani özür payını önceden bilmemizi sağlar. Başka bir ifadeyle, ulaşmak istediğimiz hedefler için riske isteklilik düzeyimizi tanımlar.




2. Karşılaşılabilecek Risklerin Tanımlanması


Varlıklarımızın sahip olduğu potansiyel riskleri tanımlamış olmamız gerekir. Risklerin önceden belirlenmiş olması, varlıklarımız üzerinde olumsuz etki gösterebilecek olayların önceden kestirebilmemize yarar.




3. Olası Etkilerin Değerlendirilmesi


Finansal risklerimizi tanımladıktan sonra bu risklerin görülebilme sıklığı ve varlıklarda yaratacağı olası hareketlilik şiddetini değerlendirmeliyiz. Bu iki unsuru esas alarak, olası etkileri önemlilik düzeylerine göre sıralamalıyız. Böylece, belirlediğimiz etkilere göre vereceğimiz tepkileri oluşturabiliriz.




4. Stratejik Tepkilerin Hazırlanması


Risklerin gün yüzüne çıkma ihtimaline karşı harekete geçebileceğimiz eylemleri önemlilik sırasına göre halihazırda bulundurmalıyız. Sonuçta, olumsuz bir vakayla karşı karşıya kaldığımızda ne yapmamız gerektiğini bilmeli ve uygulamaya koymalıyız.




5. Piyasa İzinin Sürülmesi


Finansal piyasalarda uygulayacağımız stratejilerin işe yarayabilmesi için gereken etkinliği göstermesi beklenir. Bunun için de, oluşan verilerin toplanarak incelenmesi gerekir. Söz konusu bir olayla karşılaşıldığında ise önceden planlanan kurallar işleme alınmalıdır.




Bir başka yazı ile yeniden görüşmek dileğiyle, sağlıcakla.

Son Yazılar

Hepsini Gör

Mum Grafikler

Furkan Aldemir

bottom of page